Anasayfa / Yaşam / Eşinden İzinsiz Kefil Olunursa Ne Olur ?

Eşinden İzinsiz Kefil Olunursa Ne Olur ?

Kefalet Sözleşmesi ve Eşin Onayı: Hukuki Geçerlilik, İtirazlar ve Olası Sonuçlar

Kefalet sözleşmesi, borçlunun borcunu ödememesi durumunda kefilin sorumluluk üstlenmesini sağlayan önemli bir hukuki işlemdir. Ancak bu sözleşmenin geçerliliği, çoğu zaman hukuki teknik detaylara dayanır.

Kefalet Sözleşmesi ve Eş Onayı

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 584. maddesi, kefilin eşinin onayını zorunlu kılar. Bu onay, en geç kefalet sözleşmesi imzalanana kadar verilmelidir. Eşin onayı olmadan yapılan bir kefalet sözleşmesi hukuken geçersizdir.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken şu ki, TBK m. 584’te belirtilen zamanın önemine binaen, eşin sonradan verdiği icazet bile sözleşmeyi geçerli kılamaz. Eğer sözleşme imza anında eşin onayı olmadan yapılmışsa, bu durum telafi edilemez ve geçersiz bir kefalet sözleşmesiyle karşı karşıya kalınır.

Kefalet Sözleşmesinde Şekil Şartları

TBK m. 583, kefilin kendi el yazısıyla “Kefilim, şu kadarlık borca kefilim” ifadelerini yazmasını, tarih belirtmesini ve imzalamasını zorunlu kılar. Kanun koyucu bu şekil şartlarının yanında başka bir zorunluluk aramamıştır. Ancak uygulamada, kefilin medeni durumunun teyidi için aile nüpfusu kaydı gibi belgelerin de istenmesi bir gereklilik haline gelmiştir.

Yeni kimlik kartlarında medeni durum bilgisinin bulunmaması, alacaklıların kefalet sözleşmesi yaparken e-devlet üzerinden çıkarılabilecek medeni durum belgesi gibi ek belgeler istemesini yaygınlaştırmıştır. Hukuken bu belgeleri isteme hakkı tartışmalı olmakla birlikte, uygulamada çıkabilecek uyuşmazlıkların önünü almak için bu adımların atılması önerilir.

Eşin Kefalet Sözleşmesinden Haberi Olmaması Durumu

Eşer bir alacaklı, borcun ödenmemesi durumunda kefile haciz yoluyla ulaştığında, kefilin eşi bu sözleşmeden haberdar değilse, TBK m. 27 gereği kefalet sözleşmesinin geçersizliğini ileri sürebilir. Ancak burada önemli bir şart bulunmaktadır: Eşin iyiniyetli olması.

Eşin iyiniyetli olmadığı tespit edilirse, yani kefalet sözleşmesinden haberdar olmasına rağmen sessiz kalıp sonradan geçersizlik iddiasında bulunursa, TMK m. 2 gereği hukuk düzeni bu hakkı korumaz. Ancak eş gerçekten kefalet sözleşmesini bilmeyen biriyse ve durumu ancak hacizle öğrenmişse, bu durumda hukuki koruma eşin yanındadır.

Borç Ödendikten Sonra Geçersizlik İddiası

Eşin kefalet sözleşmesinden haberi olmadan borcun ödenmiş olması durumunda, ödenen parayı geri almak için istirdat davası açılıp açılamayacağı tartışmalıdır.

İstirdat Davası ve Hukuki Durum

İstirdat davası, bir borcun gerçekte mevcut olmadığını ileri sürerek, cebri icra yoluyla ödenen parayı geri almak amacıyla açılır. Ancak eşin bu durumda parayı bizzat ödememesi, davanın HMK m. 114/1-h gereği hukuki yarar eksikliğinden reddine yol açabilir.

Şayet ödeme, ortak mallardan ya da kefil olmayan eşin payından yapılmışsa ve bu durum ispat edilebilirse, istirdat davasının devamı mümkün olabilir. Aksi takdirde davanın reddi ve dava masraflarını ödeme zorunluluğu ortaya çıkabilir.

Sonuç

Kefalet sözleşmesi yapılırken kanuni şartların eksiksiz yerine getirilmesi, tarafların ileride ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklardan korunması için çok önemlidir. Eş onayının zorunlu olduğu unutulmamalı ve kefil olacak kişinin medeni durumu mutlaka belgelenmelidir.

Hakkında admin

Bu yaziya da bakabilirisiniz

Sigaraların Özellikleri ? İsimleri Neyi İfade Eder?

1. PARLIAMENT Çeşitleri: Night Blue Pack/Long (Uzun): Daha uzun ve ince tasarıma sahiptir, genellikle hafif …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir