Kılıcın ismi Arapça’da sahip anlamına gelen “zü” ve boğum anlamına gelen “fekar” kelimelerinden oluşmuştur.
Zülfikar kılıcı Hz. Muhammed’in Damadı ve 4 büyük islam halifesinden biri olan Hz. Ali’ye hediye ettiği ve ucunun 2 çatallı olduğu kılıçtır. Alevilik inancına göre Zülfikar kılıcı savaş öncesinde gökten indi. Ancak Zülfikar kılıcı aksesuarları günümüzde sadece alevi inancına sahip olanlar tarafından tercih edilmiyor. Çünkü yüzyıllardır Zülfikar kılıcı adaleti sembolize ediyor. Adalete önem verenler de aksesuar ve takı tercihlerini Zülfikar kılıcı figürünün kullanıldığı tasarımlardan yana yapıyor.
Rivayetlere göre kılıcın bir ucu ilmi diğer ucu ise adaleti temsil eder.
Adalet ile birlikte doğruluk ve mertlik anlamına da gelen Zülfikar kılıcı günümüzde bir savaş aracı olarak görülmüyor. Aynı zamanda ülkemizde Zülfikar kılıcının alevi inancını da sembolize ettiğini belirtebiliriz. Bu nedenle sadece alevi olduğunu göstermek isteyerivayetlere göre kılıcın bir ucu ilmi diğer ucu ise adaleti temsil eder.
Adalet ve ilimin aslında bir bütün olduğunu vurguluyor. Tüm dünya genelinde çizim şeklinde bile olsa görüldüğü anda tanınan tek kılıç Zülfikar kılıcıdır. Zülfikar kılıcının uzunluğuna ne kadar olduğu ya da ağırlığının ne kadar olduğu günümüzde halen bilinmiyor. Ancak son derece özel ve diğer kılıçlardan her açıdan oldukça farklı bir kılıç olduğu konusunda tüm araştırmacılar hemfikir.
Zülfikar Kılıcı Şimdi Nerede?
Şu anda nerede olduğu bilinmiyor. Bu konuda iki farklı rivayet bulunuyor. Bunlardan ilki Hz. Ali’nin vefat ettikten sonra devesi ile ve kılıcı ile birlikte gömülmek istemesi! Vefat ettiğinde ailesi tarafından bu vasiyet yerine getiriliyor. İkinci rivayet ise Hz. Ali’nin oğullarından kılıcı denize atmasını istemesi! Necef Denizi’ne atılmasını istiyor ve söz ettiği yer de günümüzde Dicle ya da Fırat nehirleridir.
